BU SİTEYİ KURAN,YÖNETEN VE GÜNCELLEYEN By_SehZaDe=MUSTAFA MİKAİL CÜCE mmikail05@hotmail.com Cehalet insanı çirkinleştirir Suskunluğum asaletimdendir Her lafa verilecek cevabım vardır Lakin lafa bakarım laf mı diye Adama bakarım adam mı diye... !
   
 
  AmASyA TaRihÇeSi

 

AMASYA’mız HAKKINDA GENEL BİLGİLER


Amasya, Orta Karadeniz Bölgesi Yeşilırmak Vadisinde, antik İpek Yolu güzergahı üzerinde bulunan, Anadolu'nun nadide incilerinden biridir.

Yapılan arkeolojik araştırmalarla elde edilen bulgularda M.Ö. 5500 yıllarına dayanan 7500 yıllık bir kültür birikimine sahip Amasya ve yöresi, Anadolu'muzun ikinci bir Kapadokya'sı özelliği taşımaktadır. Kalkolitik Çağ, Tunç Çağı, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kültürlerinde yerleşim bölgesi olan ilimiz ve yöresi, açık müze-kent görünümündedir.

Böylesine uzun süreçte geçmişi geleceğe taşıyan değerlerin saklandığı, tarihinde Ferhat ile Şirin örneği sevdaların yaşandığı, Lokman Hekim, Mihri Hatun, Strabon gibi sayısız ünlülerin yetiştiği Amasya; tarihin, bilimin, musikinin, tüm kültür ve sanat değerlerinin beşiğidir. 1861 yılında Fransız G. Perrat "Amasya Anadolu'nun Oxford'udur. 25.000 kişilik nüfusunun 2000'i öğrenci olup 18 medresede öğrenim görmektedir" diye yazmıştır.

Amasya, Osmanlı Sultanlarının bir çoğunun şehzadelik dönemlerini yaşadığı, Osmanlı'yı *****huriyet'e taşıyan değerlerin yetiştiği, Ulusal Kurtuluş Savaşında milli İrade'nin oluştuğu, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde yeniden yapılanma kararlarının alındığı, *****huriyete giden ışıklı yolun başlıca kilometre taşı ve en önemli yazılı belge niteliğindeki Amasya Tamimi'nin yayımlanarak "milletin istiklalinin tamamen milletin azim ve kararına bağlı olduğu"nun vurgulandığı önemli bir yerleşim merkezi olmuştur.

Böylece Amasya, Fetret Devri sonrası Çelebi Mehmet tarafından Osmanlı Birliğinin sağlanmasına ev sahipliği ettiği gibi, Yüce Milletimizin, yok olmaktan kurtularak, Çağdaş *****huriyete kavuştuğu Kurtuluş Savaşının meşalesinin yakıldığı yer olmak özelliğiyle de önemli bir tarihi tekerrüre sahne olmuştur.

Şehir merkezinde yer alan birçok Selçuklu taş mimari eserleri örnekleri yanında, Yalıboyu adı verilen ve Yeşilırmak sahil şeridinin kale eteklerinde bulunan sur duvarları üzerinde yer alan, Osmanlı Dönemi sivil mimari örnekleri, yan yana dizilmiş Kastamonu, Safranbolu evleri misali, ortak bir plan ve cephe üzerine inşa edilmiş *****balı, üçlü pencereli ferah Türk Evleri, önlerinden kıvrılarak akan Yeşilırmak ve üst yamaçlarındaki Kral Kaya mezarları ile birlikte Amasya'ya kimlik kazandıran mükemmel bir tablo oluşturmaktadır.

Doğa harikası Borabay Gölü ve çevresi ile Terziköy Kaplıcaları'nın Bakanlar Kurulu'nca turizm merkezi olarak tesbit edilmesinin yanı sıra Turizm Bakanlığımızca da ilimiz düzeyindeki Turizm Envanteri ve Turizm Geliştirme Planı hazırlanmıştır. Bu uygulama ile var olan kaynakların turizm sektörü hizmetine nasıl sunulabileceği uzmanlık dalında araştırılarak, Geliştirme Planı ile de İlimiz Turizm hareketlerine gerek yatırımcı gerekse turist açısından yeni u*****lar açılmaktadır.

Sıcak yöre insanımız, geleneksel kültür değerlerimizi, sahip olduğu doğa harikası çekicilikleri, tarihi değerleri, termal kaynakları, yerel turizmi geliştirmek amacıyla, yerli-yabancı yatırımcı ve turistlere sunmak onlarla paylaşmak arzusundadır.

AMASYA'NIN KISA TARİHÇESİ 
Yapılan arkeolojik araştırma ve bulgulara göre Amasya'da ilk yerleşme M.,Ö. 5500 yıllarında başlayıp Hitit, Frig, Kimmer, İskit, Lidya, Pers, Hellenistik - Pontus, Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerinde de kesintisiz olarak devam etmiştir.

Bu dönemlerin arkeolojik yerleşim yerlerine ait kalıntılar halen mevcuttur. Amasya merkezinde uygarlıklarından derin izler bırakan Pontuslar'ın (M.Ö.333 - M.Ö.26) Krallarının ölümünden sonra kayalara oymak suretiyle yaptıkları Kral Kaya Mezarları, bu gün bile ilimizin anıtsal eserleri arasında yer almaktadır. M.Ö. 26 - M.S.395 tarihleri arasında Roma egemenliğine geçen ilimiz ve çevresinde bu uygarlığa ait su kanalları, kaleler köprüler vb. eserlerden bazıları günümüze kadar gelebilmiştir.

700 yıl Bizans egemenliğinde kalan Amasya'yı 1071 yılında Anadolu'ya giren Alparslan'ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi 1075 yılında fethederek burada ilk Türk Egemenliğini kurmuştur. Bundan sonra Amasya'da Selçuklu egemenliği görülmektedir. Bu dönemde yaşamış olan vali ve emirler yaptırdıkları medrese, cami, türbe gibi eserlerle kentimizi Anadolu'nun en büyük kültür merkezi durumuna getirmişlerdir. Selçuklular 1243'deki Kösedağ Savaşı'nda Moğollara yenilmiştir. 1246 yılında başlayan Moğol istilasında, ilk Amasya Valiliği Seyfettin Torumtay'a verilmiştir. İran'da kurulan İlhanlılar, 1265'te Anadolu'yu hakimiyetleri altına alarak, yönetime el koymuş ve kendisine bağlamışlardır. Kentimizde yaşamış bazı İlhanlı şahsiyetlerinin mumyaları halen müzemizde teşhir edilmektedir.

1341 yılından sonra Uygur Türklerinden Ertana Beyliği'nin hakimiyeti görülmektedir. 1386 yılında Şehzade Yıldırım Bayezid Amasya'yı Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402'de Osmanlı birliğinin bozulmasına sebep olan ve Timur'un zaferi ile sonuçlanan Ankara Savaşı, Osmanlılardaki kargaşayı, Şehzadeler arasında mücadeleye dönüşmüştür. Amasya Valisi Çelebi Mehmet duruma hakim olarak ikinci defa Osmanlı birliğini sağlamıştır. Amasya; Osmanlı padişah ve şehzadelerinin gösterdikleri özel ilgi nedeniyle, "Şehzadeler Şehri " olarak ün yapmıştır. Şehzade Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet, Şehzade Murat (II) (1404 yılında Amasya'da doğmuştur.), Şehzade Ahmet Çelebi, Şehzade Mehmet (II), Şehzade Alâeddin, Şehzade Bayezid (II) (oğlu Yavuz Sultan Selim Han 1470 yılında Amasya Sarayında doğmuştur.), Şehzade Ahmet, Şehzade Murat, Şehzade Mustafa, Şehzade Bayezid ve Şehzade Murad (III) çeşitli tarihlerde Amasya'da Valilik Yapmışlardır. Bu dönemde birçok âlim ve ulema yetişmiş, saray, çeşme, medrese, cami, türbe v.b. gibi kalıcı eserlerle kentimiz bir kültür merkezi olarak tarihteki yerini almıştır. Bu eserler günümüze kadar gelerek geçmişe ışık tutmaya devam etmektedir.Tarihin akışı içerisinde önemli roller üstlenen Amasya Kurtuluş Savaşı sırasında yine ön plana çıkmıştır.

19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'da başlayan Milli Mücadele'nin ilk adımı, 12 Haziran 1919 tarihinde Mustafa Kemal'in Amasya'ya gelmesiyle devam etmiştir.

Kurtuluş mücadelesinin planları hazırlanmış, Erzurum ve Sivas kongrelerinin toplanmasına burada karar verilmiş, 22 Haziran 1919 tarihinde yayınlanan "Amasya Tamimi" ile "Milletin İstiklâlini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır" denilerek Milli Mücadele burada fiiliyata geçirilmiştir. Bu itibarla, Amasya, Türkiye *****huriyeti'nin kuruluşunda da ilk önemli adımın atıldığı yer olmuştur.

İDARİ DURUM

Amasya,halen ,Merkez İlçe hariç, 6 İlçeye sahiptir.İl'in 348 Köyü ve 22 Beldesi vardır. İl'de toplam Belediye sayısı 29 , Köyaltı Yerleşim Birimi sayısı ise 220 dir.

İÇELERE GÖRE BELEDİYE,KÖY VE KÖY ALTI YERLEŞİM YERLERİ SAYILARI

İLÇELER
BELEDİYE SAYISI
KÖY SAYISI
KÖYALTI YERLEŞİM SAYISI
İL TOPLAMI
29
348
220
MERKEZ
8
100
77
GÖYNÜCEK
3
36
13
GÜMÜŞHACIKÖY
2
42
23
HAMAMÖZÜ
1
18
11
MERZİFON
2
66
9
SULUOVA
2
38
9
TAŞOVA
11
48
 

 
NÜFUS
Toplam 346.191 olan İl nüfusunun %53'ü İl Merkezi ve İlçe Merkezlerinde,%47'si ise Kırsal Kesim de yaşamaktadır. 

NÜFUS GRUPLARINA GÖRE KÖY SAYILARI VE NÜFUS TOPLAMLARI (30.11.1997)

Amasya İli'nde,Bucak ve Köylerin toplam sayısı 370 olup,toplam nüfusları,ikametgah'a göre167.139 dur.

Bunlardan, nüfusu 2.000'in altındakilerin sayısı 359,toplam nüfusu 142.003'tür.(Toplam Kırsal Nüfus içindeki oranı %85)Bu Nüfus Grubu içinde,0-250 arasında 146 Köy bulunmakta,toplam 20.111 nüfus ile Kırsal Nüfusun %12'sini oluşturmaktadır.

Nüfusu 2.001-5.000 arasındakilerin sayısı 11,toplam nüfusu 25.136 dır.(Toplam Kırsal Nüfus içindeki oranı %15)Bu Nüfus Grubu içinde,3.001-3.500 arasındaki Köy sayısı ise,sadece 1 olup,toplam nüfusu 3.047 dir

Amasya'nın Simgesi: Misket Elması

Amasya denilince akla ilk olarak Misket elması gelir. Türkiye'nin neresinde olursanız olun, eğer mevsimiyse, mutlaka Misket elması "Amasya Elması" olarak karşınıza çıkar.

Amasya Elması - The Apple of AmasyaAmasya adıyla bütünleşen Misket, özelliğini yine Amasya'nın coğrafi yapısında alır. Söylendiğine göre Amasya vadisi, misketin yetişmek için tam aradığı ortammış. Boğazın esintisi elmaya ayrı bir tat verir. Kokusu da burada gizlidir.

Misket'in en büyük özelliği bir yıl meyve verirse diğer yıl vermemesidir. Bir yüzü kırmızı, diğer yüzü ise sarı ila yeşilimsi bir renk taşır. İnce kabuklu, hoş kokuludur. Sert ve dayanıklıdır. Uzun süre saklanmaya elverişlidir. Amasya elmasının iki türü vardır. Daha küçük ve tatlı olanına Misket elması denir. Daha iri ve aşılı olanına ise KABAK elması adı verilir. Amasya elması meyveye geç yatar ve 8 - 10 yaşından önce ürün vermez.

Elmanın Faydaları

Uzmanlar, günde bir elma tüketilmesini önernektedir. Elma, içerdiği zengin potasyum sayesinde kan basıncının düzenlenler, adalenin kasılmalarını önler, sinirsel uyaranların iletimini kolaylaştırır, kalp ve böbrek gibi hayati organların çalışmasına yardımcı olur. Ayrıca elmanın kolesterol düşürücü etkisi de bulunmaktadır.

Posa, potasyum ve antioksidan içeren öğeler açısından da zengin bir meyvedir. Uzmanlar, elma kabuğunun vücuda son derece yararlı olduğunu, bu nedenle elmanın kabuğuyla tüketilmesinin daha doğru olduğunu belirtilmektedir. Yetiştirilirken ilaçlandığı için yenmeden önce kabuğunun çok iyi yıkanması gerekmektedir. Elma suyu yerine elmanın kendisini yemek diş sağlığı için yararlıdır, zira ısırarak elma yemek dişler için çok uygun bir egzersizdir.
 

Türkülerde Elma

Amasya türkülerinde sık rastlanan bir temadır "elma". Sevda çeken gençlerin dilinden "elma" düşmez. Zaten elma başlı başına sevdayı simgeler. Karşılıklı sevgiyi, verilen elma perçinler. Aşağıda bu türkülerden birini bulabilirsiniz.

AMASYA'NIN ELMASI

Amasya'nın elması
Elmaların en hası
Sen dururken neyleyim
Pırlantayı elması

Elmalıkta buluşak
Ak elleri yumuşak
Görünme gel annene
Gizli gizli konuşak

Elmaları soyarım
Ben gönlüne kayarım
Beni kabul etmezsen
Gençliğime kıyarım

Elma dalında kızarır
Bekar oğlanlar kız alır
Seni nasıl alayım
Baban başlığı yüz alır  



Yapılan arkeolojik araştırma ve bulgulara göre Amasya'da ilk yerleşme M.Ö. 5500 yıllarında başlayıp Hitit, Frig, Kimmer, İskit, Lidya, Pers, Hellenistik - Pontus, Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerinde de kesintisiz olarak devam etmiştir.

Bu dönemlerin arkeolojik yerleşim yerlerine ait kalıntılar halen mevcuttur. Amasya merkezinde uygarlıklarından derin izler bırakan Pontuslar'ın (M.Ö.333 - M.Ö.26) Krallarının ölümünden sonra kayalara oymak suretiyle yaptıkları Kral Kaya Mezarları, bu gün bile ilimizin anıtsal eserleri arasında yer almaktadır. M.Ö. 26 - M.S.395 tarihleri arasında Roma egemenliğine geçen ilimiz ve çevresinde bu uygarlığa ait su kanalları, kaleler köprüler vb. eserlerden bazıları günümüze kadar gelebilmiştir.

700 yıl Bizans egemenliğinde kalan Amasya'yı 1071 yılında Anadolu'ya giren Alparslan'ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi 1075 yılında fethederek burada ilk Türk Egemenliğini kurmuştur. Bundan sonra Amasya'da Selçuklu egemenliği görülmektedir. Bu dönemde yaşamış olan vali ve emirler yaptırdıkları medrese, cami, türbe gibi eserlerle kentimizi Anadolu'nun en büyük kültür merkezi durumuna getirmişlerdir. Selçuklular 1243'deki Kösedağ Savaşı'nda Moğollara yenilmiştir. 1246 yılında başlayan Moğol istilasında, ilk Amasya Valiliği Seyfettin Torumtay'a verilmiştir. İran'da kurulan İlhanlılar, 1265'te Anadolu'yu hakimiyetleri altına alarak, yönetime el koymuş ve kendisine bağlamışlardır. Kentimizde yaşamış bazı İlhanlı şahsiyetlerinin mumyaları halen müzemizde teşhir edilmektedir.

1341 yılından sonra Uygur Türklerinden Ertana Beyliği'nin hakimiyeti görülmektedir. 1386 yılında Şehzade Yıldırım Bayezid Amasya'yı Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402'de Osmanlı birliğinin bozulmasına sebep olan ve Timur'un zaferi ile sonuçlanan Ankara Savaşı, Osmanlılardaki kargaşayı, Şehzadeler arasında mücadeleye dönüşmüştür. Amasya Valisi Çelebi Mehmet duruma hakim olarak ikinci defa Osmanlı birliğini sağlamıştır. Amasya; Osmanlı padişah ve şehzadelerinin gösterdikleri özel ilgi nedeniyle, "Şehzadeler Şehri " olarak ün yapmıştır. Şehzade Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet, Şehzade Murat (II) (1404 yılında Amasya'da doğmuştur.), Şehzade Ahmet Çelebi, Şehzade Mehmet (II), Şehzade Alâeddin, Şehzade Bayezid (II) (oğlu Yavuz Sultan Selim Han 1470 yılında Amasya Sarayında doğmuştur.), Şehzade Ahmet, Şehzade Murat, Şehzade Mustafa, Şehzade Bayezid ve Şehzade Murad (III) çeşitli tarihlerde Amasya'da Valilik Yapmışlardır. Bu dönemde birçok âlim ve ulema yetişmiş, saray, çeşme, medrese, cami, türbe v.b. gibi kalıcı eserlerle kentimiz bir kültür merkezi olarak tarihteki yerini almıştır. Bu eserler günümüze kadar gelerek geçmişe ışık tutmaya devam etmektedir.Tarihin akışı içerisinde önemli roller üstlenen Amasya Kurtuluş Savaşı sırasında yine ön plana çıkmıştır.

19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'da başlayan Milli Mücadele'nin ilk adımı, 12 Haziran 1919 tarihinde Mustafa Kemal'in Amasya'ya gelmesiyle devam etmiştir.

Kurtuluş mücadelesinin planları hazırlanmış, Erzurum ve Sivas kongrelerinin toplanmasına burada karar verilmiş, 22 Haziran 1919 tarihinde yayınlanan "Amasya Tamimi" ile "Milletin İstiklâlini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır" denilerek Milli Mücadele burada fiiliyata geçirilmiştir. Bu itibarla, Amasya, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda da ilk önemli adımın atıldığı yer olmuştur



  By_ŞehZaDe_

iLETİSİM :
mmikail05@hotmail.com    
 
www.sehzadeamasya.tr.gg
 
aMasYa
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
 
 
Bugün 55081 ziyaretçikişi burdaydı!
BU SİTEYİ KURAN,YÖNETEN VE GÜNCELLEYEN By_SehZaDe=MUSTAFA MİKAİL CÜCE mmikail05@hotmail.com Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol